Rakiplerinizin Müşterilerini Nasıl Kazanırsınız?
1865 yılıydı…
Asıl işi maden mühendisliği olan Fredik Idestam, doğduğu yer olan Finlandiya’da, çocukluğundan beri hayalini kurduğu işe bağlamış, girişimci olmuş, bir kağıt hamuru fabrikasını kurmuştu.
Kağıt hamuru fabrikasını kurduktan kısa süre sonra kağıt üretme makinesini de fabrikanın içine eklemişti.
Eklediği bu makine o zamanki çoğu kağıt makinesi gibi sadece kitap ve gazete basımı için kullanılmıştı.
Televizyon, radyo ve telefon gibi araçlar 1800’lü yıllarda gündemde olmadığı için, Fredik Idestam’ın o zamanın iletişim sektörü için önemli bir yatırım yaptığı apaçık belliydi.
Aslına bakılırsa bu yatırım, Fredik için sadece bir başlangıç olmuştu…
1900’lerde Finlandiya’nın en büyük kağıt üreticilerinden biri haline gelen Fredik’in şirketi, işi büyütmeye karar vermiş, bu yüzden giderek gelişen elektrik sektörünü müthiş bir fırsat olarak değerlendirmişti.
Kısacası:
Elektrik sektöründeki fırsatı kaçırmamalıydı…
Treni kaçırmak istemeyen Fredik, kendi elektrik jenaratörlerini üreterek ve ürettiği elektriği yerel işletmelere satarak gelişmekte olan bir sektörde kendine yer edindi.
Zamanla, 1. Dünya savaşı tüm coğrafyayı etkiledi ve işler yolunda gitmedi.
İflasla yüzleşmek zorunda kalan şirket Finlandiya’nın en büyük lastik üreticilerinden ‘’Finnish Rubber Works’e ( lastik şirketi ) satıldı.
Finlandiya’yı duyduğunuzda hangi şirketten bahsettiğim aklınıza belki gelmiştir ama ben yine de söyleyim:
Bu şirket bugün telekomünikasyon sektörüne yön veren dünyanın sayılı şirketlerinden Nokia…
Fredik Idestam’ın kurucusu olduğu bu kağıt üretim şirketi, daha sonra telekomünikasyon faaliyetleriye birlikte 90.000’den fazla kişiyi istihdam eden ve 120 ülkede faaliyet gösteren büyük bir dev haline geldi.
Bugün geldiğimiz noktada, kusursuz bir hikayeye sahip olan Nokia, Samsung ve Iphone gibi markalar tarafından açıkça rekabetin küçük oyuncusu olmaya itiliyor.
Kağıt fabrikasından teknoloji adaptasyonunu ana strateji haline getirip bir telekomünikasyon devine evrilen Nokia, kendisi gibi son teknolojileri kullanan rakipleri tarafından neredeyse pazardan siliniyor.
Bu kayboluşun en büyük nedenlerinden biri rekabete alışık olmayan, tekel bir haldeyken pazarlamaya çok da ihtiyaç duymayan Nokia’nın, pazara gerçek rakipler geldiğinde ürününü pazarlamak için çok geç kalmış olmasıydı.
Samsung ve Iphone, Nokia’nın müşterilerini birkaç senede çalmıştı.
Peki günümüzde iyi ürün, müşteri memnuniyeti gibi değişkenleri göz önüne almazsak, rakiplerin müşterilerini elinden almamız, az etik tabiriyle onların müşterilerini çalmamız için ihtiyacımız olanlar nelerdir?
Durun biraz daha başa döneyim.
Öncelikle Bu Konu Nereden Çıktı?
2 gün önce e-mail abonelerimden biri rekabet içinde olan bir sektörde olduklarını, en büyük rakiplerine dair verileri elde edip edemeyeceğimi sordu, hatta dijital ortamda onların müşterilerini çalmanın bir yolu olup olmadığını da merak ediyordu.
Soruyu ilk gördüğümde açıkçası afalladım, düşünün takipçilerinizden biri geliyor ve size rakiplerinizin müşterilerini nasıl çalacağını soruyor, aslında birkaç aya çıkarmayı planladığım kitabımda bu konuya biraz yer vermiştim fakat tam olarak açıklamamıştım.
Soru gerçekten ilgimi çekti… Dijital ortamda rakiplerinizin müşterilerini çalmanıza olanak tanıyacak bir araç var mıydı? Ciddi şekilde araştırdım, rastladığım kaynakların hiçbiri bana ‘’budur, tamam işte’’ dedirtmedi.
O yüzden kendi yöntemimi geliştirmeye karar verdim ve bazı sistem açıkları ve bazı az bilinenlerden yola çıkarak bir rehber oluşturdum.
Rakiplerin Müşterilerini Nasıl Çalarsınız?
Cevap: Rakiplerin sahip oldukları müşteri verilerine sahip olur ve onların dijital mecralardaki davranışlarını bilirseniz onları çalabilirsiniz.
1- Rakiplerinizin Facebook Takipçilerini Çalın
Geçtiğimiz sene Amerika’da beta sürümü tanıtılan Facebook’un Graph Search özelliği dünya reklamcılık sektörünün bugüne kadar gördüğü en iyi hedefleme özelliklerine sahip.
Türkiye’de kullanımı henüz mümkün olmasa da bir iki değişiklikle Türkiye’de de kullanılabileceğini fark ettim.
Öncelikle Facebook’ta ayarlar’a giriyorsunuz ve oradan ‘’Dil’’ kısmını ‘’English (US) olarak değiştiriyorsunuz.
Sonra aşağıdaki hedeflemeleri yaparak arama yapabilirsiniz.
Not: Graph Search Türkiye’de kullanılamadığı için sadece İngilizce olarak arama yapılabiliyor. Örnekte Antalya’da yaşadığım için burada bilinen bir kafe olan Mid-Point’in Facebook sayfasını örnek alıyorum.
1) Pages liked by people who like (… sayfasını beğenenlerin beğendiği diğer sayfaları gösterir )
2 Pages liked by people who like …. and ….. ( iki sayfayı da beğenenlerin beğendiği diğer sayfaları gösterir )
3 Groups of people who like …..
4 Eğer şehir kırılımı eklemek isterseniz ‘’pages liked by people who live in Antalya’’ yazarak arama yapabilirsiniz.
2- Bit.ly ile Rakiplerinizin Hangi İçeriklerinin En Çok Paylaşıldığını Bulun, Takipçilerinin Hangi Ürünlere İlgi Gösterdiğini Keşfedin
Link kısaltma servisinin bir veri güvenliği açığı mıdır bilmiyorum fakat bir gün bir markanın Facebook sayfasında paylaşılan linkin kaç kere tıklandığını merak ederken bu yöntem aklıma geldi.
Bit.ly’e girdim ve Facebook sayfasına paylaşılan kısaltılmış bit.ly URL’sini aşağıdaki gibi arama çubuğuna yapıştırdım, örnek olarak Hepsiburada’yı alıyorum.
Daha sonra view stats’a tıkladım ve karşımada hepsiburadanın ilgili linkinin kaç click aldığı çıktı.
Bu inanılmaz yöntemi rakiplerinizin hangi ürünün kaç click aldığını görmek için kullanabilir, çok iyi click alan ürünleri siz de benzer resimlerle paylaşabilirsiniz.
Mükemmel değil mi?
3- Google Advanced Search
Bana şu anda internet siteniz için ne yapabileceğinizi sorsanız ya da ürününüzü nasıl tanıtabileceğinizi sorsanız tek kelimeyle ‘’Dijital PR’’ derim.
Bloggerlar, haber siteleri, gazeteciler ile iyi ilişkiler geliştirmek ve ürününüzen bahsettirmek diğer tüm yöntemlerden daha etkili olabilir.
Siteleri bulmak için google advanced search’e girip rakibinizin ismini yazarak onlar hakkında Google’ın son bir haftada indekslediği içerikleri bulabilirsiniz.
Rakiplerinizden bahseden internet sitelerinin sizden de bahsetmesi oldukça olasıdır, bunun için onların kim olduğunu bilmeniz ve onlarla iletişime geçmeniz gerekiyor.
Rakipleriniz nerede konuulduysa, kimle röportaj yaptıysa, hatta hangi kampanyayı yapıyorsa bilgi sahibi olmanız mümkün olabilir.
Dijital araçları kullanarak rakiplerin sinirini bozmak ve müşterilerini çalmak bu şekilde mümkün olabilir, değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder